Ana içeriğe atla

'İsrail Sorunu ve Gazze Saldırısı' başlıklı söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 58’inci konuşmacısı olan SAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Siyonistlerin Filistinlilere yönelik kitlesel katliamlar için ‘temizlik’ tabiri kullandıklarını söyledi.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları'nın 58’inci konuşmacısı Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat oldu. 'İsrail Sorunu ve Gazze Saldırısı' başlıklı söyleşinin moderatörlüğünü SAÜ Ortadoğu Enstitüsü'nden Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Caner üstlendi. Söyleşide; Siyonizm'in doğuşu, İsrail ve Filistin çatışmasının tarihi, Filistin Kurtuluş Örgütü, Hamas ve El Fetih’in ortaya çıkış amaçları gibi konular üzerinde durulurken, 'Amerika ve Batı, İsrail'in yaptığı soykırıma neden destek veriyor?' ve 'Türkiye hangi yolu izlemeli?' gibi sorulara da yanıt arandı. Ayrıca izleyicilerden gelen sorular cevaplandırıldı. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.

Her şey kongre ile başladı
Dünya Siyonist Kongresi'nin düzenlenmesiyle, Theodor Herzl liderliğindeki ilk Siyonist hareketin ortaya çıktığını hâlen devam ettiğini söyleyen SAÜ Ortadoğu Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, "Dünya Siyonist Kongresi, Yahudi halkının ulusal bir devlet kurma arzusunu ve Siyonist hareketin örgütlenmesini tartışmak üzere düzenlenmişti. Kongre, Siyonizm’in resmi organizasyonunu oluşturdu ve Siyonist liderlerin düzenli olarak bir araya gelmeye başladığı bir platform haline geldi. Kongreler, Siyonizm’in fikirlerini geliştirmek, destekçi bulmak ve Yahudi nüfusunu Filistin'e yerleştirmek için stratejiler oluşturmak amacıyla düzenli olarak toplandı" diye konuştu.

İngiltere’nin rolü büyük
Filistinli mültecilerin evlerinden zorla sürgün edilmelerine vurgu yapan İnat, "Başka bir halkın yaşadığı topraklarda yeni bir devlet kurabilmek için, o halkın o topraklardan çıkarılması gerekiyordu. Bu da kitlesel katliamlar ve kitlesel sürgünlerle gerçekleştirildi ve gerçekleştiriliyor. Bunun akabinde 'Filistinli Mülteciler' kavramıyla tanıştık. Bu süreç 1920'lerde ve 1930'larda başlamıştı. İngiltere'nin desteğiyle, Yahudi çeteler silahlı örgütler kurdu. Bu çetelerin saldırıları, Filistinlilere yönelikti ve onların ifadesiyle "temizlik" için yapıldı. Sonuç olarak, Filistinliler hep bir adım geriye çekilmek zorunda kaldılar.”

Hamas bir direniş örgütüdür
Filistin topraklarının gayrimeşru işgaline ve Hamas’ın ortaya çıkış nedenlerine değinen İnat, "Filistin topraklarının yüzde 80'i işgal altında ve ilhak süreci tamamlandı. Yani, satma ve satın alma gibi bir husus mevcut değil. Filistin toprakları işgalle ve katliamla çalınmış topraklardır. İsrail'in nükleer silah kullanma ihtimali nedeniyle ateşkese zorlanan Filistin halkı, Hamas'a sırtını dayıyor. Batı ve Amerika Hamas’ı bir terör örgütü olarak görse de Hamas, Filistin halkının haklarını koruma vizyonuyla 1987 yılında Filistinli mülteci Şeyh Ahmed Yasin tarafından kuruldu. Bu açıdan baktığımızda, Hamas bir terör örgütü olmaktan ayrılıyor ve direniş örgütü olarak kamuoyunun önüne çıkıyor" ifadelerini kullandı.